İşgal
Kubbealtı Lügât
[l ince] (ﺍﺷﻐﺎﻝ) i. (Ar. şaġl “meşgul etmek, işinden alıkoymak”tan işġāl)
1. (Bir yeri) Kuvvetine dayanarak ele geçirme, hükmü altına alma: “Afganistan’ın işgāli.” “İşgal ordusu.” “Düşman işgāli altındaki topraklar.” Dönüşte tarlasını amcazâdesinin işgal ettiğini görmüş (Burhan Felek).
2. Kaplama, tutma, eli altında bulundurma: Üst katı bütün odaları ile işgal eden bu ufak tefek, zayıf saraylı hanımın elmasları, muhteşem eşyâları… (Hâlide E. Adıvar).
3. İşinden alıkoyma, meşgul ederek işini yapmasına engel olma, oyalama: Bu kitabın tahrîri kendisini çok işgal ediyor (Şemseddin Sâmi).
TDK (Türk Dil Kurumu)
1. isim Bir yeri ele geçirme
"Çuhahane, bir kumaş fabrikasıydı, İstanbul'un işgali sırasında İngilizler yaktılar." - B. Felek
2. Bir yeri geçici bir süre için ele geçirme
"Bir gün okulda işgal eylemi olmuş, bütün öğrencileri toparlamışlar." - A. Ümit
3. Bir kimseyi işten alıkoyma, engelleme, oyalama
"Talebeyi dersten başka şeylerle işgal töhmeti ile tevbihe maruz kaldı, istifaya mecbur oldu." - A. H. Müftüoğlu
4. Uğraştırma
İşgalci
Kubbealtı Lügât
sıf. ve i. İşgal eden, ele geçiren (kimse): “İşgalci güçler.” “İşgalciler ülkeden ayrıldı.”
TDK (Türk Dil Kurumu)
sıfat İşgal eden, ele geçiren (kimse) "İşgalci güçler."