Kelime, görüntü ve sesler vasıtasıyla bilinç algımızın sınırının altında yapılan etkileme çalışmasına “sublimen” adı veriliyor. “Sub” latince “altında”, “Limen” de “eşik anlamında kullanılıyor.
Subliminal mesaj veya bilinçaltı mesaj, başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Subliminal mesajlar insanın bilinçli dikkati tarafından fark edilemezler, ancak bu mesajların insanın bilinçaltını etkiledikleri ileri sürülmektedir. Subliminal teknikler reklamcılık ve propaganda alanlarında sıklıkla kullanılmaktadır.
Eğer okumayı bilmezseniz sizi bir parçası hâline getirir. Ve beyninizle oynar. Hadi perdeyi aralayalım ve subliminal dünyasına giriş yapalım. Sakın ses çıkarmayın ki bizi fark etmesinler...
Film seyrederken saniyede 24 kare geçer.
Yer: Amerika Birleşik Devletleri, New Jersey
Yıl: 1957
James Vicary adlı bir reklamcı 45.699 sinema seyircisi üzerinde altı hafta süren bir deney yapar.
Kim Novak’ın yüzüne, saniyenin 30’da birinde “Mısır ye!”, “Coca Cola iç!” sloganlarını yansıtır. Mısır satışları %58, kola satışları %18 artar. Yıl 2006 ve bu konuda yapılmış başka hiçbir çalışma yok. Kimi kaynaklarda, James Vicary’nin bir düzenbaz olduğu ve reklam şirketini kurtarmak için bunu yaptığı söylenir.
MKUltra projesi ismi verilen proje bilinç altını kullanma ile ilgilidir. Bu proje CIA'nın Bilimsel İstihbarat Bölümü'nde çalışılmaktaydı. MKUltra insanlar üzerinde hipnotize, duygusal yoksunluk gibi yöntemlerle istediğini yaptırma, ağızdan laf alma operasyonudur.
CIA’nin yürüttüğü MKUltra adlı deneme projesinin sonuçlarını hiçbir yerde bulamazsınız.
Beyin gün içinde karşılaştığı binlerce mesajı hızla unutur. Üç tür mesajı ise unutmaz ve bunlar bilinçaltına yerleşir.
Dehşet, Seks ve Ölüm
Karanlık, ıssız bir sokak. Kedi patisini yalamaya dalmış, tamamen savunmasız. Sokağa arkası dönük. İçinizde bir ürperti oldu mu? Yağmur yağmış. Yağmur tüm filmlerde kötü haberin göstergesidir. Gece böyle bir sokaktan geçseniz ne hissedersiniz? Niye ürperdiğinizi söyleyeyim.
Kedinin sol kulağının işaret ettiği yere bakın. Saklanmış bir adam. Karanlık ve siyah bir görüntü. Adamın ne yapabileceği ve kim olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.
Yerdeki ıslaklığın arasına gizlenmiş bir kafatası silueti var.
Bilinçaltı dehşeti unutmaz. Yanda bir yazı, “ikna olmadıysanız sitemizi ziyaret edin”.
Havuzun içinde dalgalara baktığınızda ustalıkla yerleştirilmiş pek çok kafatası göreceksiniz. Havuzun resmini çektiğinizde bir tane bile kafatası silueti bulamazsınız.
Kadının sağ kulağına dikkatle bakın. Saçların arasında kaybolan müthiş uzun bir kulak. Photoshop ile uzatılmış çok uzun kulaklar. Sakın bu uzun kulaklar şeytana ait olmasın! Bilinçaltı dehşeti unutmaz.
İlkinç bir koltuk reklamı. Seksi bir kadın, bacakları ve dudakları yarı açık yatmış. Sizi tahrik etmek için tasarlandı!
Buradaki eşikaltı (subliminal) uygulaması küçük polaroit fotoğraflarda yapılmış. İki fotoğraf ile oynanmış. Bunlar da dudağa en yakın iki fotoğraf. Diğer fotoğrafların hepsi ya üst üste ya da flu, dikkatinizle biraz oynanmak için hazırlanmış.
- Güya koltuğun orta yeri ama minderler çok inceyken burada kalınlaştırılmışlar ve yuvarlak bir biçim almışlar. Yastığa baktığınızda o da kalınlaşacağına, aksine incelmiş ve uzamış.
- İkinci foto koltuğun altını ve kenarını gösteriyor. Şimdi koltuğun kenarına bakın. Hiç olmadığı bir şekilde yapılmış.
Acaba sizi tahrik etmek için tasarlanan şey koltuk mu? Yoksa reklamın kendisi mi?
Kaynak:
Ahmet Şerif İzgören, “Eşikaltı Büyücüleri, Dehşet, Ölüm ve Seks Üçgeninde Reklam ve Propaganda”, Elma Yayınevi, 2016.